Yangın Merdiveni - A.Ali Ural

Kitabın Yazarına :
Bereket kapımı hep dar vakitlerde çalmıştır. Dar bir vakitte oturdum klavyenin başına, ümitliyim. Yangın Merdiveni’ni ilk okuduğumda pek çok cümle zihnimde yer edinmişti kendine. Her öykü hayatlarımızdan ayrı bir fotograf karesiydi. Örneğin yasal olmayan tren yolcusu, işte o benim! Zamanın başka hiçbir anında ulaşamayacağı duraktan mahrum kalmamak isterken ara durakta trenden atılan yolcu. Bir başka öykünüzde radyodan yola çıkıp labirentlerde ilerleyen notlar bütün kapıları kırıp bütün pencereleri söküyorken ben melodinin notalarını kağıda dökme çabasındaydım. O kadar gerçekti ki!

Daha dün bileğimdeki ağrının, burnuma çalınan kan kokusunun sebebini ararken, sayfanın kenarına düştüğüm notu okuyunca uyandım: “Bizi kendi gerçekliğimizle yüzleştirenlerden korkar mıyız?” Aynada gördüklerim ürkütmedi ancak itiraf etmeliyim hiç bu açıdan bakmamıştım kendime.

Markette alışveriş yaparken tedirginim artık. Kasiyerin bir anlık gafletimden yararlanıp parmağımı okuyucuya tutmasından korkuyorum. Asıl korkum kasanın siyah ekranına düşecek bedelimi görmek…

Yangın Merdiveni’ni ilk kez uzun bir gece yolculuğunda okumuştum. Sarsmıştı cümleleriniz, özellikle biri : “Başını daha koltuğa yaslar yaslamaz uyuyan bir yolcu, talihsiz bir yolcudur.”

Gözlerimizi dört açtık hocam, yangınımızdan arta kalanlara korkmadan bakabilmek için…

0 yorum: