Gezdim
Gördüm
Geldim

Şimdi vardığım bu yerde düşünüyorum da, olmam gereken yerde değilim. Bir yol yazısı yazmak isterken bu cümle nereden çıktı, çok az kimsenin okuduğunu bildiğimden sanırım bu cesaret. Ne güzel!

Birisi bir urgan bulsun, bağlasın kollarımdan ne olur. Birisi salsın şu geminin çapasını denize. Birisi indirsin yelkenleri, birisi frene bassın ilk gördüğü durakta. Bu gidiş hayra mı alamet ? Bilmiyorum. Dört mevsimi gördüm de geldim. Karı baharın aşkına terk edenlerden değilim ben. Kar sevdasıyla bahara vedâ edenlerdenim. Üşüdüm yollar boyunca. İyi geldi. Şimdi güneşli bir iklimde, üstümde buraya ait olmayan bir palto, terliyorum. Cümleler düşük, kelimeler hatalı. Fakat inanın a dostlar doğruyu söylüyorum.

Yağmuru gördüm bir yerde. Ağaçlara, toprağa, sokak köpeklerine, insanlara uğramadan, denize yağıyordu. Ne çok karıştı cümleler, ne çok söylenecek cümle, ne çok susmak var içimde. Biri bir mühür bassın dudaklarıma. Biri gözlerimi bağlasın ne olur. Görmezsem belki bu kadar çok acıtmaz canımı yazamamak. Arabesk mi oldu. Kimin umurunda! Hey sana da selam olsun Orwell! Yanıldın! Nerede mi ? Söylemem, şimdilik.

Kara da uğradı yolum. Ancak kardan çok fırtınayı, buzlanmış yolları gördüm. Karın hiçbir suçu yoktu yolların buz tutmasında. Kar yağdı mı –bilenler vardır- ıpılık yağar. Kar incecik, kar tüy gibi, kar elif elif yağar. Kar yağdı mı bir uysallık çöker havaya. Bu ayaz ne ! Kim yollarımızı kesti buzdan elleriyle!

Sığındığım taş bina suzinak bir şarkıyla kucakladı beni. Selam olsun ey dost! Dost deyişimi yadırgamayacağınızı umarak, yeniden, ey dost ne güzel gülümsüyorsunuz: baba gibi. Ey dost gülümseyiniz, zira yollarda buz var!

Herşey birbirine karıştı. Anne yetiş, ipleri ayırmakta senden mahiri yoktur. Bir dünya yapıp yumağı boşlukta çeviririz de dön dünya dön diye şarkı da söyleriz belki. Anne... Bu yumağı kim çözecek?

Devam etmesem daha mı iyi?
Evet.
Müsaadenizle…

0 yorum: